Hatha Yoga’nın hedefi

Sade (Sattva) Oluş'u mümkün kılmak.

-Sattva zihin

-Yaşam enerjisi (Prana) Kontrolü

-Kurtuluşa erişme (Moksa)

"Hatha Yoga, bedeni güçlendirmek ve zihni dengede tutmak için uygulanır. Sağlıklı bir beden, Yüce Gerçek’e ulaşmak için bir araçtır."

(The Science of Pranayama, Swami Sivananda)

"Kişinin bedenini tapınak haline getirerek ruhu barındıracak kadar saf ve güçlü kılmaktır."

(Light on Yoga, B.K.S. Iyengar)

"Hatha Yoga, bedeni, zihni ve prana'yı uyum içine getirerek, yüksek bilinç durumlarına girişi kolaylaştırır."

(Asana Pranayama Mudra Bandha, Satyananda Saraswati)

Asana (bedensel duruşlar): Bedeni sağlıklı ve sabit hale getirmek.

Pranayama (nefes kontrolü): Enerjiyi (prana) arındırmak ve zihni sakinleştirmek.

Mudra ve Bandha (enerji kilitleme teknikleri): İç enerjiyi uyandırmak ve yönlendirmek.

Shatkarma (arınma teknikleri): Bedenin iç temizlik işlemleri (örneğin burun temizliği, mide temizliği vb.) ile hastalıkları yok etmek ve enerji akışını serbestleştirmek.

-Beden ve enerji sistemini saflaştırıp, zihnin tek bir noktaya odaklanmasını mümkün kılacak bir temel oluşturulur.

Oluşturulan bu temel ile birlikte pratik uygulayıcısı olan yogi sakınç (Meditation-Dhyana) için oluşturulması gereken şartları yerine getirmiş olur. Dengelenmiş enerji kanallarının (İda/Pingala - Sushumna) madde ötesi aracılığı vasıtası ile yogi, Bhagavad-Gita, Patanjali Sutra, Upanishad ve Vedalarda (Samkhya) anlayışı ile bahsedilen ikicilik (Dualite) den maddesel (Prakruti) olan her şeyi (üç guna) sakınç vasıtasıyla geride bırakarak ebedi varoluşun doğası olan bilince (Pruşha) yerleşir.

Sonsuz Varoluş’un doğası gereği her bir sakınç yuvaya bir ziyaret olduğundan, hakikatte olanın, sattva doğasında belirebilmesine olanak sağlayacaktır. Böylelikle tıpkı iyi bakılıp kollanan bir bahçenin yabani yaratık ve bitkilerden arınıp iyi ve dengeli mahsül vermeye başlaması gibi. Ruhta doğası olan yüksek bilinçle (Kendi fikrim; Anlayış/Sevgi/İrade) oluşa geçebilecektir.

(Üç Guna / Triguna bir yoginin mutlaka üstüne bireysel yorum / anlayış getirmesi gerektiği bir kavram olduğundan, blogta ayrıca bir konu ile ele alınacaktır.)

Hal böyle olunca yoginin yolculuğu kılıcı feragat (Vairagya) olan savaşla ,Ruh’un tekamülüne mani olabilecek tüm arzu nesneleri ile bağını kesmek olmaktadır.

P.Y.Sutra 1.15 दृष्टानुश्रविकविषयवितृष्णस्य वशीकारसंज्ञा वैराग्यम्

"Görülen ve işitilen nesnelere karşı arzusu azalmış olan kişinin, bu arzular üzerinde ustalık kazanmış olması, vairāgya (bağsızlık) olarak adlandırılır.”

Bu sūtra, zihnin hem doğrudan deneyimlenen (görülen) hem de kutsal metinlerde anlatılan (işitilen) nesnelere yönelik arzularından özgürleşmesini tanımlar. Patañjali, bu tür arzuların kontrol altına alınmasını ve bu arzulara karşı bir tür ustalık geliştirilmesini vairāgya olarak tanımlar.

Bu bağlamda, vairāgya, sadece fiziksel nesnelere değil, aynı zamanda zihinsel ve manevi arzulara karşı da bir bağsızlık geliştirmeyi ifade eder. Bu, yoga pratiğinde zihinsel berraklık ve içsel huzur elde etmenin anahtarlarından biridir.

Buradan baktığımızda hakikat anlayışı kendi gizinde bir paradoksla belirmektedir. Evet yay ve kirişine koyduğu bir ok var. Sıkı sıkıya hedefe nişan almış olsa da okçu hayır içinde vurmak hırsı yok.

Tıpkı Goatama Buddha’nın söylediği gibi; "Söyle bana Vaccha, bir ateş söndüğünde, onun nereye gittiğini söyleyebilir misin?”

Anlaşıldığı üzere Oluş’un (Sat) Sade yönünün yogide belirmesine olanak sağlayacak sattva zihin şartı yerine getirilince. Bu hal ile bireyin bireysel anlayışı ikiciliği yaratan benlikten yogik pratikler vasıtasıyla biricikliğe yerleştiğinde gören ile görülen bir olacak, yanılgılar tıpkı suda çözünen buz gibi çözülecek, loş olan anlayış ışıkla buluşacak ve gerçek arayıcısı sonlu olan gerçeklikteki sonsuzluğu idrak edebilecektir.

Om Tat Sat