İlk İki Basamak YAMA, NİYAMA

Şimdi burada, bilincin ne kadar anda ve farkında olduğu ile ilgilenmeye başladığımızda Patanjali erdemlere dayanan etik kurallar ve disiplinlerden bahsediyor. Patanjali ilk Sutrası ‘Şimdi yogayı açıklama vakti’’ अथ योगानुशासनम् ile açılıyor. Çünkü her ne zaman uygulayacak olursan ol, uygulayacağın her şey sadece şimdide gerçekleşebilir. Bu yüzden Patanjali’nin sekiz basamaklı yogası’nın (Ashtanga yoga) ilk iki basamağı olan Yama ve Niyama Yogiye şimdi denetlemeye başlayacağı enerjiye erdemsel bir kılavuz yaratmaktadır.

ADIM ADIM YOGI

Yama (Dışsal Disiplinler) – Sutra 2.30

Yama'lar, bireyin toplumla olan ilişkisini düzenleyen etik kurallardır:

  1. Ahimsa (अहिंसा) – Zarar vermemek

  2. Satya (सत्य) – Doğruluk

  3. Asteya (अस्तेय) – Çalmamak

  4. Brahmacharya (ब्रह्मचर्य) – Cinsel ölçülülük

  5. Aparigraha (अपरिग्रह) – Mülkiyetsizlik

Sanskrit Sutra:
अहिंसासत्यास्तेयब्रह्मचर्यापरिग्रहा यमाः॥३०॥

"Zarar vermeme, doğruluk, çalmama, cinsel ölçülülük ve mülkiyetsizlik, Yama'lardır."

1- Ahimsa (Zarar vermemek) – Sutra 2.35
Sanskrit sutra:
अहिंसाप्रतिष्ठायां तत्सन्निधौ वैरत्यागः॥३५॥
"Zarar vermeme ilkesinde sağlamlaşan kişinin yakınında, düşmanlık duyguları yok olur.”

2- Satya (Doğruluk) – Sutra 2.36
Sanskrit sutra:
सत्यप्रतिष्ठायां क्रियाफलाश्रयत्वम्॥३६॥
"Doğrulukta sağlamlaşan kişinin sözleri, eylemlerinin sonuçlarını belirler.”

3-Asteya (Çalmamak) – Sutra 2.37
Sanskrit sutra:
अस्तेयप्रतिष्ठायां सर्वरत्नोपस्थानम्॥३७॥
"Çalmama ilkesinde sağlamlaşan kişiye, tüm değerli şeyler kendiliğinden gelir.”

4- Brahmacharya (Cinsel ölçülülük) – Sutra 2.38
Sanskrit sutra:

ब्रह्मचर्यप्रतिष्ठायां वीर्यलाभः॥३८॥
"Cinsel ölçülülükte sağlamlaşan kişi, büyük bir enerji ve güç kazanır.”

5-Aparigraha (Mülkiyetsizlik) – Sutra 2.39
Sanskrit sutra:

अपरिग्रहस्थैर्ये जन्मकथंतासंबोधः॥३९॥
"Mülkiyetsizlikte sağlamlaşan kişi, doğumunun nedenlerini ve amacını kavrar.”

Niyama (İçsel Disiplinler) – Sutra 2.32

Niyama'lar, bireyin kendi iç dünyasıyla olan ilişkisini düzenleyen kişisel disiplinlerdir:

  1. Shaucha (शौच) – Temizlik

  2. Santosha (संतोष) – Hoşnutluk

  3. Tapas (तपस्) – Disiplinli çaba

  4. Svadhyaya (स्वाध्याय) – Kutsal metinleri ve kendini inceleme

  5. Ishvarapranidhana (ईश्वरप्रणिधान) – Tanrı'ya teslimiyet

Sanskrit dili Sutra:
शौचसंतोषतपःस्वाध्यायेश्वरप्रणिधानानि नियमाः॥३२॥
"Temizlik, hoşnutluk, disiplinli çaba, kutsal metinleri ve kendini inceleme, Tanrı'ya teslimiyet, Niyama’lardır."

1- Śauca (शौच) – Temizlik

Sutra 2.40
Sanskrit sutra:
शौचात्स्वाङ्गजुगुप्सा परैरसंसर्गः॥४०॥
"Temizlik sayesinde kişi bedenine karşı sağlıklı bir mesafe geliştirir ve başkalarıyla temas etme arzusu azalır."

2-Santoṣa (संतोष) – Hoşnutluk, memnuniyet

Sutra 2.42
Sanskrit sutra:
संतोषादनुत्तमसुखलाभः॥४२॥
"Memnuniyet sayesinde en yüce mutluluğa ulaşılır.”

3- Tapas (तपस्) – Disiplinli çaba, içsel yanma

Sutra 2.43
Sanskrit sutra:
कायेन्द्रियसिद्धिरशुद्धिक्षयात्तपसः॥४३॥
"Tapas sayesinde bedende ve duyularda ustalaşılır; safsızlıklar yok olur.”

4- Svādhyāya (स्वाध्याय) – Kutsal metinleri inceleme, kendini tanıma

Sutra 2.44
Sanskrit sutra:
स्वाध्यायादिष्टदेवतासंप्रयोगः॥४४॥
"Kutsal metinlerin incelenmesiyle kişi, seçtiği ilahi varlıkla bağlantıya geçer.”

5. Īśvarapraṇidhāna (ईश्वरप्रणिधान) – Tanrı’ya teslimiyet

Sutra 2.45
Sanskrit sutra:
समाधिसिद्धिरीश्वरप्रणिधानात्॥४५॥
"Tanrı’ya teslimiyetle birlikte samādhi (mutlak bilinç) gerçekleşir."

  • Günlük hayatta:

    • Yükünü biraz bırak, hayatın akışına güven.

    • Her şeyin kontrolünün sende olmadığını kabul et.
      “Her şey olması gerektiği gibi” cümlesiyle günü tamamla.

(Alıntı yapılan kaynaklar konu sonunda belirtilmiştir.)

YAMA-NİYAMA’lar hakkında :

Doğasına baktığımızda enerjiyi; hareketli ve evrime hizmet etmeyen, hareketli ve evrime hizmet eden, son olarakta atıl olarak üçe ayırabiliriz. Maddeye baktığımızda sınırsızmış gibi görünen bir çeşitlilikle algılıyor olsakta, baktığımızda gördüğümüz aslen Oluş ve Oluşun ‘Maya’ dolayısıyla sınırsız çeşitlilikte ve sonsuzlukta sanılması yanılgısından/gölgesinden ibaret.

Her ne kadar bir takım tanımlamalarla kendimizi bir takım gölgelerle ben olarak tanımlasakta misal; ben olan bir şey artık ben sanılmaktan çıksa? Sadece birilerinden takdir beklentisiyle yaptığımız bir iş, takdir edilmese? Kendimize biçtiğimiz rol ve o role uygun hareket edemediğimizi düşündüğümüz de ya da kendimiz sandığımız şeye, bir başkasının bizim davranılmasını istediğimizin ötesinde çok farklı bir tavırla ilişki kurduğunda. Gölge yanların hepsi akıl edene görünür oluyor. Hakikatte bunu okuduğun bir çift gözün ardında bir kısmı irade ile, bir kısmı ise zihnin kendi doğasındaki sonsuz salınımından ibaret olan bir nefesiz. Dikkat ile baktığında nerede çiçek açtığını, nerede solduğunu, nerede kuruduğunu, nerede coştuğunu bir tek içeri baktığında görebildiğin bir boşluk. İşte bu boşluğun içindeki sonsuzluğun yansıması ise çiçeğin nasıl açtığı, nasıl bir kokusunun olduğu, dokunulduğunda, algılandığında ilişki kurulduğunda ya da doğa ile her nefesle kurduğu alışveriş döngüsünde ne iz bıraktığı ile alakalı.

İşte tam burada bilincin ne kadar anda ve farkında olduğu ile ilgilenmeye başladığımızda erdemlere dayanan etik kural ve disiplinlerden bahsediyor. Patanjali ilk Sutrası ‘Şimdi yogayı açıklama vakti’’ अथ योगानुशासनम् ile açılıyor. Çünkü her ne zaman uygulayacak olursan ol, uygulayacağın her şey sadece şimdide gerçekleşebilir. Bu yüzden Patanjali’nin sekiz basamaklı yogası’nın (Ashtanga yoga) ilk iki basamağı olan Yama ve Niyama Yogiye şimdi denetlemeye başlayacağı enerjiye erdemsel bir kılavuz yaratmaktadır.

Nasıl ki henüz emeklemeyi bilmeyen bir bebeğe uygun olan ayakkabıyı seçmeye çalışmak bir enerji kaybıysa. Ya da henüz sadece uzaktan gördüğümüz bir kıyafetin bize dar veya bol gelebilme ihtimalide, bu seçimi yaptığımızda ta ki üstümüze giymeyi deneyeceğimiz ana kadar gizini koruyorsa. Veya hiç beklemediğimiz bir anda gelen teklifle bir oyuna dahil olduğumuzda hızla uyum sağlamak ya da katı hissetmek biz oyuna dahil olduğumuz ana kadar aynı şekilde gizini koruyacaktır.

Sutra’ların Yama ve Niyama’sı da belkide zaten senin için çoktan oturmuş bir takım erdem ve ahlaki değerlerin altını çizmekte. Uyguladığın ve bildiğin şeylerdeki Oluşunla vardığın hali görebilmek, uygulamadığın ve belkide bilmediğin şeyler deneyimlediğinde ki olan halinle mukayese edebilmene, kimi zamanda bilmene rağmen uygulamayı tercih etmediğin şeyler üzerine tefekkür ettiğinde, nedenlerinin görünür olmasını sağlayacaktır. Bu nedenle denediğinde hangisinin ne kadar senin pratiğinde olduğunu anlamak, sadece sen şimdi dikkatini olana getirdiğinde görünecek. Hatırlayalım; hedef dengelemek, aşmak ve birleşmek. Öyleyse bizi dengeden uzaklaştıran şeyi ayırt edebilmek (Viveka) Yoginin içsel gücü vasıtası ile var edebildiği feragat (Vairagya) yetisi ile modifikasyonları (Çitta) geride bırakıp yolunda devam edebilmek, belki de senin hali hazırda zaten olduğun yolun bir parçasını sana hatılatmaktır.

Her görünenin birde görünenin ötesinde olan kısmı vardır. Baktığımızda iyi bir okulda başarılı bir öğrenci gördüğümüzde veya iyi bir dükkanda başarılı bir zanaatkarla tanıştığımızda, nasıl ki ifade ettiği ve ortaya koyduğu işle, tanışma deneyimleyip. O kişiye ve içinde bulunduğu işe karşı bir takım zihinsel argümanlarla kısıtlı bir algı yaratarak kişiyi tanımlıyorsak. Kimi zaman Yoga’ya yaklaşan yeterli meraka sahip olmayan öğrenciler gördükleri asanalar veya Yoga’nın sadece fiziksel kısmına dikkat kesilip, bir takım yargılarla kendilerini Yoga ve felsefesinin derinliğinden alıkoyabiliyorlar. Yaklaşım şekli ve görüşle oluşan bir takım sınırlı kalıplarla dünyayı tanımlamaya alışkanlık enerjisiyle farkında olmadan kalmaya devam ettiğimizde. Ne yazık ki bir çok yeni öğrenci kendisini de farkında olmadan, tıpkı etrafındaki her şeyi bir zihinsel kalıpla algıladığı gibi kalıplaştırdığında. O zaman bir veya bir kaç pratikten sonra Yoga’dan ve pratikten uzaklalaşabiliyor.

Bir zanaatkarın ortaya koyduğu işe baktığımızda. Bizde uyandırdığı sağlıklı duygular olan, hayranlık ve özenme geliştiğinde bu bize ilham olup bir şekilde içimizdeki merak duygusunu tetikleyerek. Bizde aldığımız ilhamı irade ile birlikte harmanladığımızda, zamanla kendi özgünlüğümüzü ortaya koyduğumuz zanaatlar geliştirebiliyoruz. Lakin gördüğümüzde farkında olmadan oluşan imrenme, kıskanma, haset gibi aşağı düzeydeki duygular kontrol edilemediğinde. Kişiyi ya da içinde bulunulan ifadeyi / pratiği bir takım varsayım / peşin hükümlerle ötekileştirdiğinde. Ne yazık ki kendi ile nesne arasına zihnin oluşturduğu dipsiz bir uzaklık koyarak bizi; Niyet-İstek-Eylem’in dönüştürücü gücünden uzaklaştırabiliyor.

İşte burası her ne kadar yoz kalıplar ve tabulardan özgürce deneyime taşımış olmayı başarsakta. Meraklılar için ikinci dönemeç olan pratiğe ve felsefesine olan yaklaşım sırasının yanlışlığından kaynaklı olarak, burada da bir çok kişi pratikten uzaklaşabiliyor.

Pek tabi her tanıştığımız kişiyle ömrümüz boyunca ilişki yürüteceğiz diye bir kaide yok. Ancak Yoga her birimizin hayatına şans eseri bir yerde denk gelmemiz dışında etrafımızdakilerin bize önerisiyle, bir şekilde çetrefilli bir anda giriyor. Aslında ikisi de bizim için aynı kapıyı açıyor. Tabiki her dönemeçte olduğu gibi olan değil, olanın ardından bizim nasıl bir tutum sergilediğimizle ilgili olarak yaşam şekil almaya, bilinci kısıtlayan zihnin örtüsü çözülmeye başlıyor.

Nitekim, her ne kadar pratik ettiğimiz yüzlerce çeşitli asanaların her biri farklı fiziksel/mental/sipritüel etkiler yaratıyorsa da hepsi aslen tek bir amaca hizmet ediyor. Önce dengelemek ardından aşmak ve birleşmek. İşte Yama ve Niyama’lar da duruşa (Asana)’ya geçene kadar, duraksayana/birleşmeye kadar geçen zamanda neler uygulanırsa Hemhal/Aşk/Vecd/Halvet (Samadhi) mümkün olabilir kısmını ele alıyor.

"Patanjali'nin Yoga Sutraları" – Çeviri: İlker Sezgin, Ganj Yayınları

"The Yoga Sutras of Patanjali" – Swami Satchidananda

Sanskrit kaynaklar – IAST transliterasyonuyla akademik Yoga Sutra metinleri

Śrī Svāmī Satchidānanda’nın versiyonları ve KYM School of Yoga Studies